BİZE ULAŞIN
İHA muhabirinin derlediği bilgilere göre, fiziki çevrenin diğer bir kirliliği de gürültü olarak adlandırılıyor. Uzun süre dışarıda görev yapanların 'gürültü kirliliği'nin yoğun saldırısı altında olduğu uyarısında bulunan uzmanlar, sesin kişilerin fizik ya da ruhsal rahatlık duygularını bozucu bir nitelik kazandığında gürültü halini aldığını kaydettiler.
Gürültünün uykuyla dinlenmeyi huzursuz kıldığını, kişilerin birbirleriyle konuşmaları ya da öteki iletişim imkanlarının arasına girdiğini ifade eden uzmanlar, "Gürültü kişinin gerek fikri, gerekse başka eylem yoluyla uğraştığı konulara dikkatini vermesini engeller. Gürültü bu yüzden insanları sinirlendirdiği için stres kaynağı oluşturur" diye konuştular.
Gerek araba gürültüsünün, gerekse insanların çıkardıkları seslerin tesiri altında kalanların beden ve ruh sağlığını kaybetmelerinin söz konusu olduğunu söyleyen uzmanlar, şu uyarılarda bulundu:
"Gürültü, ruhsal rahatsızlıklara yol açarken, bedensel bozukluklar da ortaya çıkabilir. Yapılan ölçümlerde, yatak odalarının içinde gürültünün 30-35 desibelin üzerine çıkmaması gerektiği belirtilmiştir. 50-55 desibelde uyku düzeni bozularak sistem uyarılır ve nörovejetatif reaksiyonlar meydana gelmeye başlar. 70 desibelde ise uykudan uyanılır. Uyku sırasında kişiyi uyandıracak desibele varmayan ama uyarı niteliği taşıyan sesler kan damarlarında daralma, kalp atışlarında hızlanma yapar. Bunlar da derin uyku dönemine engel olur. Gürültüden etkilenmenin süreklilik kazanması durumunda uykusuzluk, sinirlilik, yorgunluk gibi hafif ruhsal değişikliklerin yanı sıra hezeyanlı ve hatta paranoid (şüphecilik) gibi ileri dereceli ruhsal bozukluklara da rastlanmıştır. Sosyal çevreden gelen uyaranlar da stres kaynağı oluşturur. Bunların başında ekonomik durum gelir. Ekonomik durumu bozuk olan kamu görevlilerimiz dikkatini verip görevini yapamazlar. Memurların verimli görev yapmaları için para probleminin olmaması gerekir. Stres altında olmak kişide depresyona yol açabilir. Depresyon kendini ağızda, boğazda kuruluk, bitkinlik, iştahsızlık, zayıflama, baş ağrısı, baş dönmesi, boyunda, ensede, belde, sırtta ağırı, gerginlik, kasılma ve eklem ağrıları, uykusuzluk, korkulu rüyalar görme, birdenbire korkuyla uyanma, uykuda el kol hareketleri, endişe, karamsarlık, öfke, korku, sinirlilik, tedirginlik gibi belirtilerle kendini belli eder. Akut stres sonucu stres ülseri meydana gelir. Diğer yandan sık tekrarlarla seyreden iltihabi bağırsak hastalığının alevlenmesinde, gidişatında stresin yeri ve önemi belirgindir. Uzun süre stresle karşılaşıldığı zaman, hormonal dengedeki değişikliklere bağlı olarak bağışıklıkta bir azalma olduğu gözlenmiştir. Ayrıca uzun süre stres sonucu tansiyon yüksekliği karşımıza çıkar."
Kaynak: İHA
